Page 26 - Fen Bilimleri Dergi-7
P. 26

GEZİ



























                                         Katpatuka, Güzel Atlar Ülkesi



                                                                                         “Kapadokya”




                                 Ç       ok gezen mi yoksa çok okuyan mı bilir?     Beyinde  serotonin  hormonu  salgılanır.
                                         Yıllar  boyunca  soruldu  bu  soru  fark-
                                                                                    Çoğumuzun  mutluluk  hormonu  olarak
                                         lı  sohbetlerde.  Ne  farkı  vardı  bunların   bildiği, ruh halimizden sosyal davranış-
                                         sanki?  Okusak  da  öğrenemez  miydik?     larımıza kadar etkili olan, hafızamızı bile
                                         İlla gitmek mi gerekirdi oralara? Ya çok   etkileyen bir mucizedir. Güneş ışığı, iyi
                                         uzaksa bahsi geçen yerler ya da okuma-     bir  kahvaltı,  egzersiz  gibi  keyif  alınan
                           M. İdil EROĞLU
               Beylikdüzü Fen Bilimleri Ortaokulu   malı mıydık, unutacaksak okuduklarımı-  aktiviteler  ile  serotonin  yani  mutluluk
                   Fen Bilimleri Zümre Başkanı  zı? Bu sözle tam olarak ne demek istiyor-  arttırılabilir.    Öyleyse,  gezilerde  mutlu
                                         lardı, üzerinde epey kafa yorduğum bir     olmamız  ve  mutlu  oldukça  hafızamızda
                                         konuydu bu.                                mutlu anıların kalıcılaşması tesadüf ola-
                                                                                    maz.
                                         Yıllar içerisinde öğrenciliğimde ve öğret-
                                         menlik mesleğimde bolca kitap okudum,      Yıllardır  bilirim  Kapadokya’nın  muh-
                                         bir sürü bilgi öğrendim, İnternette arama   teşemliğini.  Tabii  ki  okuduklarımdan
                                         motorlarında sayısız arama yaptım, sayı-   bildiklerimdir  bunlar.  Hatta  bilirim
                                         sız  konu  ile  alakalı.  Kaçının  aklımda   ki  Times  gazetesi  “Dünya’nın  Yeni  25
                                         kaldığı, iyi bir tartışma konusu olur sanı-  Harikası” listesinde Kapadokya’daki peri
                                         rım ama sorsanız bana filanca tatilindeki   bacalarını  ve  mağaraları  listenin  beşinci
                                         filanca  yer  aklında  mı  diye,  kelimenin   sırasına  almıştır.  Fakat  günlerdir,  nere-
                                         tam  anlamıyla  şakırım.  Tüm  tatillerim   deyse gözümü her kapatışımda o sevimli
                                         -çocukluğum dâhil- hafızama kurulmuş,      devasa mantar tepelerin gözümün önüne
                                         yâd edilmeyi bekleyen büyükler gibi. Her   gelmesi, denize kıyısı olmayan ve orman-
                                         hatırlanıldıklarında ilk günkü gibi detay-  sız bir bölgenin -ki belirttiğim özellikler
                                         larıyla  yaşatıyorlar  kendilerini.  Çıktığım   bence doğal güzelliğin tanımıdır- beni bu
                                         tepeler,  yol  tabelaları,  ören  yerlerindeki   denli etkilemesi, o eşsiz coğrafyada biz-
                                         tarihi açıklamalar, kumun rengi, denizin   zat bulunmamdan dolayıydı sanırım…
                                         maviliği…  Yol  boyunca  geçtiğimiz  ilçe-
                                         lerin  tabelalarını  hatırlıyorum  gözlerimi   Kapadokya’yı  çok  anlatırlardı,  hakkın-
                                         kapattıkça.  Sıcaklığın  kokusu  bile  can-  da  sürekli  yazarlardı  da  abartılıyor  mu
                                         lanıyor  aklımda.  Ve  anlıyorum  ki  oku-  acaba,  diye  düşünmeden  edemezdim.
                                         duklarım hep başkalarının çizdiği resim-   Bir gidenin tekrar gitmek istemesi, ikinci
                                         lermiş.  Ama  gördüklerim;  onlar  benim   gidenin -annemin bile- dönüşte üçüncü
                                         yazarı  olduğum  hikâyeler,  onlar  benim   gezisi için plan yapma çabası... Mutlaka
                                         çizeri  olduğum  tuvaller.  Onlar  benim   gidin  şeklinde  yapılan  ısrar,  kıyamet…
                                         cümlelerim, benim mısralarım…              Ama  hak  verdim.  Hatta  ne  kadar  hak-
                                                                                    kım varsa hepsini verdim. Ihlara Vadisi,

                26
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31