Page 17 - Fen Bilimleri Dergi-6
P. 17
dolayı hep su ile özdeşleştirilmiş ve suyun
olduğu her yerde inci de olabileceği düşünül-
müştür.
İnci, kadınların en zarif takısı olarak kullanıl-
mışsa da şövalyelerin -incinin tılsımlı olduğu-
nu düşünerek- savaş alanlarında kendilerini
korumak yanlarında inci taşıdığını biliyoruz.
Ayrıca inciler yine Orta Çağ Dönemi’nde hem
kadın hem de erkek kıyafetlerinde işleme
olarak da kullanmışlardır. Bilinen en eski inci
takı ise Pers Kraliçesi’nin mezarında bulunan
2700 yıllık bir kolyedir. “Susa” kolyesi olarak
bilinen bu takı, her biri yetmiş iki inciden
oluşan üç sıra halinde dizilmiştir. Ayrıca
Çin’in geçmişi 4000 yıl öncesine dayanan
tarihi metinlerinde tatlı su incilerinden bah-
sedilmiştir.
Kraliçelerden sonra tanrıçalar sıraya girmiş.
Hindistan’da Hinduizm’in en kutsal ve en
sevilen tanrılarından Krişna, ölümden ve
kötülüklerden korunmak için inci takmıştır.
Hindular inci ile ay arasında bir bağlantı oldu-
ğunu düşünerek evlilik törenlerinde saflığın
simgesi olarak kabul ettikleri incileri geline
hediye etmişlerdir. Hintli kadınlar ve erkekler;
bedenlerini, giysilerini özel adlar taşıyan çeşit-
li mücevherler ve inciler ile süslermişlerdir.
Babil’de de Eski Çin’de olduğu gibi incilerin
ölümsüzlük sağladığına inanılmıştır.
Osmanlı padişahlarının sorguçları, elbiseleri,
ok yay keseleri, seccadeleri ve halılarında süs
ögesi olarak bolca inciye rastlanmaktadır.
Osmanlı hazinesinden günümüze kalan en
eski incili eser, Bizans döneminden kalan Hz.
Yahya’nın kol ve kafatası röliklerinin muha-
fazalarıdır. Altından yapılan kafa kemiğinin
etrafından ve ortasından geçen haç şeklindeki
bandın üzeri, incili çiçeklerle süslüdür.
Ayrıca bir Macar ressam tarafından yapılan ve
9. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’e ait
olan resminde padişahta görülen inci küpe
ve inci kolye ilgi çekicidir. Topkapı Sarayı
Müzesi resim galerisine kayıtlı Sultan III.
Selim’in (1789-1807) yağlıboya tablosunda
ise inciden yapılmış bir tespih görülmektedir.
Rönesans Dönemi’nde Avrupa hanedan aile-
leri, incinin kalite ve değerinden ötürü asil
sınıf dışındakilerin inci takmasını yasakla-
yan resmi kanunlar çıkarmış; böylece inci,
hanedan üyesi soylu kadınlara özgü bir takı
haline gelmiştir. Bu kural 1900’lü yılların
başına kadar devam etmiş fakat 1916 yılında
Fransız asıllı kuyumcu Jacques Cartier, New
York‘un en ünlü alışveriş yeri olan Beşinci
Cadde‘de mağaza açarak kıymetli gayrimen- Marie Antoinette’in kolyesi
kul karşılığında iki adet inci kolye vermiş,
17