Page 23 - FBEK Dergi-2
P. 23

EL SANATLARI















































                                         Tohumdan Sanata






                             Nurya SUN          ocukken  Hacı  ninemi  bir  şeyler   dönüştüğü  bir  atölye.  Su  kabağından  lam-
                  Yakacık Fen Bilimleri Okulları  Ç  yaparken izlemek hep hoşuma gider-  balar yapan Cenap Önen’i atölyesinde ziya-
                         Türkçe Öğretmeni
                                                di.  Özellikle  çamaşır  günlerinde…   ret  ettik.  Bizi  güler  yüzle  karşıladı.  Doğma
                                                Avluda kocaman leğenler, kaynayan   büyüme Yakacıklı. “On parmağında on mari-
                                         kazanlar, dağ gibi çamaşırlar, kovayla taşınan   fet” tam da ona uygun bir tabir. Mesleğinin
                                         sular,  küpün  içindeki  küllü  su…    Ninem,   ne  olduğunu  sorduğumuzda  “Bizde  meslek
                                         susağı  (su  kabağından  yapılmış  bir  maşra-  çok: peyzaj ustalığı, gemilerde aşçılık, kasap-
                                         pa) kaynar suyla doldurup çamaşır leğenine   lık,  hangi  birini  sayayım?”  diye  yanıtlıyor.
                                         dökerdi.  Sonra  da  küpteki  küllü  sudan  bir   Çocukluğunda  baba  mesleği  olan  kasaplık-
                                         ölçü  alıp  eklerdi.  Kendi  yaptığı  zeytinyağlı   la  tanışmış.  Uzun  yıllar  gemilerde  aşçılık
                                         sabunu eline alıp koyulurdu işe. Çamaşırları   yapmış,  çok  yer  gezmiş,  görmüş.  Şu  anda
                                         tokaçla vura vura yıkardı. Elinden bıraktığı   yapmayı  sürdürdüğü  iş  ise  peyzaj.  Evlerin,
                                         an susağı alır, oynamaya başlardım. Kovanın   iş yerlerinin bahçe düzenlemelerini yapıyor.
                                         içine  koyduğumda  batmazdı,  tekne  gibi   “Yaptığım  işi  öncelikle  benim  beğenmem
                                         yüzerdi.  Kuş  gibi  hafifti.  Bazen  sıcak  suyu   gerekiyor. Güzel bulmadığım bir işi, bitmiş
                                         dökmeme izin verirdi ninem. Uzun sapından   olsa da iş yeri sahibine rağmen yeni baştan
                                         tutup kazana daldırırdım. Sonra da köpükle-  yapıyorum. ”diyerek estetiğe ne kadar önem
                                         rin içine yavaşça boşaltırdım.             verdiğini vurguluyor.

                                         Yıllar   sonra   İzmir   Kemeraltı’ndaki   Ege ve Akdeniz’in sahil kentlerinde yaklaşık
                                         dükkânların  birinde  boy  boy  su  kabağı-  otuz  yıldır  turistik  eşya  olarak  karşımıza
                                         nın satıldığını gördüğümde şaşırmıştım. Hiç   çıkıyor  kabak  süsleme.  Bu  anlamda  gele-
                                         düşünmeden aldım. Bir süre oğlumun mara-   neksel  sanatlarımızdan  biri  değil.  12  bin
                                         kası  oldu,  sonra  da  çocukluğumdan  bir   yıllık geçmişi olan su kabağı, artık bambaşka
                                         parça olarak dekoratif bir obje.           biçimlerde hayat buluyor. Abajur, mumluk,
                                                                                    kuş yuvası, su kabağının bu atölyede dönüş-
                                         Yakacık  Çınaraltı’ndaki  “KABAKÇI  DEDE”   tüğü biçimler. Cenap Önen, hiçbir şeyi ziyan
                                         su  kabağının  harika  dekoratif  objelere   etmemek  gerektiğine  inanan  bir  anlayıştan

                24
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28