Page 17 - FBEK DERGİ - 1
P. 17
linde geçmektedir. Bu adlandırmalarda Karagöz belki de mucizevi bir şekilde,
geçen sözcüklerin anlamlarını teker teker günümüzde de hâlâ yaşamını sürdürüyor.
ele almak ilginç olacaktır. Karagöz, hayal- Yaşamaya da devam edecek. Çünkü tiyatro,
lerin tasvir edilmesi ve tasvirlerin yansıtıl- hangi türü olursa olsun, temelde bir aktörlük
ması işidir. Sanırım siyah beyaz hayal kuran sanatıdır. Biz de biliyoruz ki seyirci, tiyatro-
kimse de yoktur. Hayal etmek, aynı zaman- ya aktörün ‘o an ve orada’ yarattığı büyüye
da tasvir(tasavvur) etmek demektir. Yani tanık olmak ve asıl olarak aktörü izlemek
suretler, imgeler yaratmak demek. Olmayan için gider. Peki, seyirci bir Karagöz oyunu-
şeyleri varmış gibi düşünmek demek. Yani na gittiğinde ne ile karşılaşır? Sanırım, üst
“Hayalin Gölgesi, Gölgenin Hayali ya da düzey bir aktörlük sanatıyla karşılaşır demek
Hayalin Görüntüsü”... Kısacası ‘’Hayal abartılı olmaz. Karagöz sanatçısı yetenek,
Oyunu’’ ya da sadece Karagöz demek sanırım beceri, sahne esnekliği, yaratıcılık, dile ve
en geniş ve doğru tanımlama, isimlendirme topluma hâkimiyet, mizah duygusu, zekâ
olacaktır. Çünkü Karagöz deyince insanımı- kısacası evrensel aktörlük sanatının gerek-
zın zihninde beliren şey, farkında olsun ya tirdiği bütünlüklü bir donanıma sahiptir.
da olmasın, belirli ve ortak bir imgedir: Bir Ayrıca seyirci perdede deriden mamul, hare-
hayal oyunudur. Onun için doğru gerçekçi ketli resimlerle karşılaşır, musikiyle karşı-
bir tanımlama çok önemlidir. Çünkü her şey laşır. Ve belki de en önemli noktalardan
hayal etmekle başlar. biri, seyirci Karagöz perdesinde kendi ken-
disiyle karşılaşır. Karagöz’ün dili de atmos-
Bir de sorgulanması, iyi anlaşılması gere- feri de kişileri de anlattığı hikâyeler de bu
ken iki isimlendirme daha var gelenekte: hikâyelerin açığa çıkarttığı sorunlar da hem
Oynatıcıya “hayalî”, Karagöz perdesine de, bu topluma hem de insanlığa aittir. Yani
oyunun oynatıldığı beyaz kısma, “ayna” Hayalî, sadece komple bir aktör değil, aynı
denir. Aslında sadece bu iki tabiri incelemek zamanda bir bütün olarak tiyatronun kendi-
bile tek başına bahsettiğim tanımlamaları sidir. Karagöz’ün seyircide hayranlık uyan-
sorgulamaya yeterli olacaktır. Perdeye “ayna” dıran asıl büyüsü, belki de burada gizlidir.
denir çünkü perde gerisinde olan oynatıcı İşte mucize dediğimiz şey,herhâlde budur.
için perde; zihninin, hayallerinin yansıdı- Yaklaşık yüz elli yıldır “Karagöz ölüyor.”
ğı yerdir. Perdenin önünden bakan seyirci dendiği halde, Karagöz karşımızda duruyor.
içinse kendilerinin, hayatlarının, yaşamla- Çünkü bana göre Karagöz’ün kendisi bizatihi
rının yansıdığı yerdir. Karagöz oynatan- bir mucizedir. Bu toplumun bir mucizesidir.
lara neden “Hayalî” deniyor peki? Çünkü Bu nedenle toplum var oldukça Karagöz de
Karagözcü hayal eder yaratır ve uygular, var olacak.
canlandırır. Onun için ona ‘’Gölgeci’’ değil
“Hayalî” denir. Çünkü “Hayalî”, perdeye
gölge düşürmez;‘’hayal’’lerini yansıtır. Üstelik
perdeye hayallerinin siluetlerini değil, bütün
renkleri ve gerçeklikleri ile hayallerin kendi-
lerini yansıtır. Yani “Hayalî” hayal sanatçısı,
Karagöz de hayal sanatıdır.
Bu şekilde ele alınca eskiden beri süregelen
bir tartışmayı da bitirmiş oluruz aslında.
Karagöz sanat mıdır, zanaat mıdır? Elbette
bir sanattır. Hem de en yaratıcı en zengin
sanatlardan biridir. Tasviri, müziği, metin-
leri ve oynatım performanslarıyla çok yönlü
bir sanattır. Hatta sanatlar silsilesidir. Fakat
ne yazık ki zanaatmiş gibi bir algı mevcut.
Özellikle bizim toplumumuzda, aydınları-
mız, sanatçılarımız arasında...
Bir diğer yanlış algıya da değinmekte fayda
var tam bu noktada. Karagöz öldü mü? Bu
çağda varlığını sürdürebilir mi?
19