Page 22 - Fen Bilimleri Dergi-5
P. 22

TOPLUM                            kendinden  sonraki  anı  toplayıcısına  ak-  kazanmaları sonucunu doğurmuştur. Bu




                                         tarmaktır. Aslında buradaki farklılık top-
                                                                                    da ekonomik eşitsizlik ve özel mülkiyeti
                                         lumsallaşma  süreci  içerisindeki  “gerçek  ortaya çıkarmıştır. Rousseau’nun toplum-
                                         insan”ı temsil etmektir. Yani insanı insan  sallaşma sürecine gidişteki uğursuz rast-
                                         yapan  rekabetçi,  bencil,  kıskanç,  seven,  lantısı  bu  filmde  Jonas’ın  anı  toplayıcısı
                                         nefret eden vb. yanlarını fark ettirmekte-  olarak  seçilmesidir.  Jonas’ın  Anı  Topla-
                                         dir.  Filmde  sahnelerin  sınırların  ötesine  yıcısı olarak seçilmesiyle birlikte her şey
                                         geçinceye  kadar  siyah-beyaz  olmasının  mevcut düzen için görece bir şekilde kötü
                                         arka planındaki anlam da burada yatmak-    gitmeye başlayacaktır. Kuruluş felsefesin-
                                         tadır.  Toplumsallaşma  sürecinde  filmin  de  anıların  insanlardan  uzak  tutulması
                                         ve  Rousseau’nun  karşı  çıktığı  bu  karak-  bulunmasına rağmen, anıların bir aktarıcı
                                         teristik özellikler aslında ortak sebeplerle  ile nesilden nesile geçmesinin sağlanması,
                                         reddedilmiştir. İnsanı doğa durumundan  tamamen ortadan kaldırılmaması, aslında
                                         çıkaracak  olan  bu  sebepler  yeni  çatışma  bunların  tamamıyla  yok  edilememesi  ile
                                         ortamlarının ortaya çıkması anlamına gel-  ilgilidir. Bütün insanlık tarihini ve dene-
                                         mektedir.                                  yimini kapsayan anıların aktarılmasındaki
                                                                                    amaç, yeni toplumda yaşanabilecek olum-
                                         Rousseau, insandan topluma geçiş süreci-   suzluklar için bilgi danışma diye açıklansa
                                         nin  dört  ayrı  evrede  gerçekleştiğini  söy-  da asıl olan bu anıların insanı insan yapan
                                         ler.  Birinci  evrede  öngörülemez  olaylar  gerçeklikler olduğudur. Gözden çıkarıla-
                                         yani  doğal  felaketler  insanları  bir  araya  mayan ve sadece bir tek kişinin üstlendiği
                                         getirmiştir. The Giver’da ise dünyada top-  meslek The Giver yani aktarıcı olarak gö-
                                         lumsal sistemler bildiğimiz anlamıyla yı-  rev üstlenen filozof tanımlamasıdır. Akta-
                                         kılmış, kaos sonrasında yeni bir topluluk  rıcının aktardığı anıları tanımasıyla Jonas
                                         düzeni  oluşturulmuştur.  Rousseau’nun  kendi toplumundan nelerin çalındığını da
                                         sebepleri ve filmde insanları bir araya ge-  görür. Nelerden mahrum bırakıldıklarını
                                         tiren sebepler farklı olsa da gerçekleşen,  fark eder. Jonas’ın mevcut topluluğuna da
                                         yeni bir toplumsallaşma sürecidir.         eleştirisi onun üzerinden yürür. Zihnine
                                                                                    tarihsel geçmişin yüklenmesi ile iyilik ve
                                         Toplumsallaşmanın  ikinci  evresinde,  kötülük kavramları da büsbütün yeniden
                                         Rousseau’nun “ilk devrim” dediği teknik  doğar. Çünkü kendi dünyasından kötülük
                                         gelişmeler  bulunmuştur.  Toprak  ürün-    silinmiştir.  Ölüm  kavramsal  olarak  yok
                                         lerini hayvanlardan ve diğer insanlardan  edilmiştir.  Sınırların  ötesine  salıverilme
                                         koruma  mücadelesi,  alet  keşfini  ve  bir-  töreni olarak tanımlanan ölüm, gözlerden
                                         likte  hareket  etme  sürecini  başlatmıştır.  uzağa taşınmıştır. Kurgu toplulukta sevgi,
                                         Lois  Lowry  ise  eserde  kaostan,  büyük  aşk,  inanç  gibi  kelimeler  yoktur.  Ölüm-
                                         acılardan,  ızdıraplardan,  kıskançlıktan  ler  ya  da  cinayetlerin  sınırların  ötesine
                                         ve nefretten doğan bir çözüm bulur. Bu  salınım  diye  nitelendirilmesi,  topluluğu
                                         anıları tekrar yaşatmak istemeyen kurgu,  yöneten akla sınırsız imkân vermiştir. Bu
                                         topluluk adı altında birlikte hareket etme  korkunç ve sınırsız imkânla zayıf bebek-
                                         sürecini başlatır.                         ler, iğneyle öldürülüp topluluğun dışına
                                                                                    atılmaktadır.  Kelimeleri  manipüle  ettiği-
                                         Rousseau’da  toplumsallaşmanın  üçüncü  niz zaman ne iğneyi yapan doktor ne de
                                         evresinde, madencilik ve tarım vardır. Bu  bu süreçte payı olan herhangi bir insanın
                                         keşfi uğursuz bir rastlantı olarak tanımlar.  ahlaki bir sorgulama yapması söz konu-
                                         İş  bölümünün  ortaya  çıkmasıyla  üretim  su değildir. Ta ki zihinsel prangalarından
                                         niceliksel  ve  niteliksel  olarak  çeşitlene-  kurtulmaya  başlayan  Jonas’ın  “Cinayet
      Jean Jacques                       rek  yapay  ihtiyaçlar  ortaya  çıkmıştır.  İş  konutlarımıza  girmiş!”  söylemine  kadar.
                                                                                    Bu, kırılma cümlesidir. Ölüm gerçeğinin
                                         bölümü uzmanlaşmaya yol açmış ve ba-
                                         ğımlılığı  artırmıştır.  Doğal  eşitsizliklere  ifşasıdır. Anılar sayesinde insani kavram-
      Rousseau                           neden  olarak  daha  güçlü,  zeki  ve  bece-  lar yeniden tanımlanmıştır.

                                         rikli insanların daha çok üretip daha çok


                22
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27