Page 38 - Fen Bilimleri Dergi-5
P. 38
MATEMATİK AKSİYOMLARIN
DAYANILMAZ
HAFİFLİĞİ
G üneş, horoz öttüğünde doğar; öyleyse güneşi görünmeyen bir teraziye baktığımızı düşü-
doğuran horozun ötüşüdür.
nelim. Terazide görünen kefe yükseliyorsa
görünmeyen kısımla alakalı söylenebilecek
Bir hakikat peşinde koşmak ya da onun var tek çıkarımın oradaki ‘şeyin’ daha ağır oldu-
olduğunu kanıtlamak için yürütülebilecek ğudur değil mi? Öyleyse birinin, görünme-
her fikir, bir diğeriyle çelişmeden yolunu yenin sarı renkte olduğunu söylemesi doğru
bulabilir mi? Mantık, biçim ve sezginin gücü olur mu? Pek sanmıyorum. Temeli olmayan
Seda YILDIZ yukarıdaki horoz örneğini yenmeye hazır bir yapının çatı katını tasarlamaya çalışma-
Avcılar Fen Bilimleri Temel Lisesi fakat bunun yanlışlanabilirliğini göstermek nın anlamsız olduğu tam bu noktada D.
Matematik Öğretmeni için bir zemin gerekmez miydi? Descartes’in Hume tanımlanmayan bir şeyin üzerine hiç-
tavanda uçan sineğin farklı noktalardaki bir gerçekliğin kurulamayacağını söylemekte
konumunu tanımlamak için koordinat sis- haklı çıkıyor.
temlerini keşfettiğini düşünürsek hakikatin
peşindeki insanın kaygan gerçeklikte sağlam Matematiği anlamak...
zemin bulma arayışı hep var oldu.
Belki de belli bir zümrenin yüzyıllardır uğraş
Şüpheyle başlayan bu yolculuk MÖ 300’lerde verdiği matematiği tanımlamak, kavrayabil-
Öklid’in kurduğu zeminde ilerledi, bazen mek hatta bir adım ötesi onu çıkarlarımız
tökezledi fakat düşmemek için matema- için kullanabilmek önümüzde bir dağ gibi
tik elindeki ağırlıkları değiştirmesini bildi. dursa da onu içselleştirmek bu kadar da zor
Öyleyse tarihin en ünlü felsefecilerinin ya da değil.
fizikçilerinin aynı zamanda birer matematik-
çi olarak anılmasındaki sebep ne? İlkokulda önümüze konan garip şekiller
(sayılar), ortaokulda ısrarla isim verdiği-
Düşüncenin şekillendirilmesi... miz bilinmeyenler (x, y, a, b...) ve hatta
lisede çok önceden keşfettiğimiz eğrilerin
Matematiğin yaşamla hem bu kadar iç içe (fonksiyonlar) başına ne geldiğini öğren-
hem de ondan tamamen ayrık hareket etme- mek için uğraştığımız türev ve integral...
si, onun yüzyıllardır insanın gözünde fark- Bunca “kargaşa”yı anlayabilmek ve en önem-
lı algılanmasına sebep oldu. Oysaki pür lisi içselleştirmek, Cahit Arf’ın da dediği
düşüncenin doğuşundan suçluluk duyma- gibi esas olarak sabır işidir. Öncelikle sabır
ması gereken bu bilimin tek isteği, esasın ve göstererek tanımlar ve kavramlar havada
şeklin gerekli olduğu bir model sağlamak- uçuşmak yerine yerli yerinde olmalı, daha
tır. Aksiyom ve postulatlar (kabullenimler) sonra keşif başlamalı, tıpkı Arşimet’in “Bana
olmadan herhangi bir teorinin kanıtlanama- bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden
yacağını bilmenin neresi yanlış olabilir ki? oynatayım.” derken kastetmeye çalıştığı gibi
Bu durumu daha iyi anlamak için, bir kefesi tanımlanmış bir hakikat gelişmeye açtır ve
38