Page 36 - Fen Bilimleri Dergi-5
P. 36
EDEBİYAT romanında bir dişi vampirin şatosuna davet
edilip orada tuzağa düşürülen ve ezeli iyilik-
le kötülük arasında seçim yapmak zorunda
kalan genç bir adamı anlatmaktadır.
Gotik kelimesinin kökenine bakılırsa “Goth”
kelimesi barbarlık ile eş değer bir kullanıma
sahiptir; yerleşik olan Roma kültürünü gelip
talan eden ve Roma’nın yıkımının başlangıcı
olan kavmin adıdır.
Bilinmeyen ve belirsiz olandan beslenen,
yüzyıllar öncesine uzanan ve çağımızda da
etkinliğini yoğun biçimde sürdüren Gotik
akımının çekiciliği, dehşet ve aşırılığın hayal
gücü dolayısıyla yaratıcılığında kapılarını
sonuna kadar açmış olmasındandır. Modern
hayat her ne kadar güvenli görünse de Oğuz
Atay’ın tespitiyle korkuların yaşandığı bir
dünya olmaktan çok, korkunun üretildiği ve
en geniş anlamıyla “korkunun beklendiği”
bir dünyadır.
İnsanoğlunun mağara devrinden beri sürege-
len medeniyetin bile silemediği karanlık geç-
mişi, insanlığın ortak bilinçaltında gizlenmiş
rüyalarımız ve hayallerimizle varlığını sür-
dürmektedir. Ölümün soğuk yüzü, gecenin
karanlığıyla özdeşleşir. Karşımıza zamansız
ve mekânız şatolar, sessiz kargalar, ay ışığın-
da uluyan kurt adamlar, gölgeler, vampirler,
belirip kaybolan hayaletler, karanlık mağa-
ralar, yer altı dehlizleri, mahzenler, mezar-
lıklar, iskeletler, karanlık ormanlar, fırtınalı
geceler, lanetli evler, içinde binbir gizem
saklayan kilitli odalar, tozlu tavan araları, aile
sırları, kötülük, şiddet, cinsellik, ikizler gibi
unsurlar edebiyatın içine girerek bizleri hem
ürpertir hem de büyüler.
“Akıl tarafından terk edilmiş hayal gücü, ola-
naksız canavarlar yaratır ama o aynı zamanda
sanatların anasıdır ve mucizeler de yaratır.”
der Goya.
Bu kadar bilgi ve anlatımın ardından hala
Gotik edebiyatın sır dolu sayfaları ile tanış-
madıysanız yaşınız kaç olursa olsun tanışma-
nın tam sırasıdır.
36