Page 37 - Fen Bilimleri Dergi-6
P. 37
tamamen doğayla baş başa olmaktır. Her
türlü hava koşulunda; yürümek, kayala-
ra tırmanmak veya kayalardan aşağılara
inmek, kumsallarda yol kat etmektir.
Temiz deniz havasıyla meditasyondur.
Sabırdır. Günümüzde doğaya saygının ne
anlama geldiğinin öğrenildiği aktiviteler-
den biridir.
Yüzyıllardan beri kıyıdan veya tekneden
yapılan balık avcılığı, avcılıklar arasında
en masumu olarak görülebilir. Ağ atarak
balıkların etrafı çevrilmiyor ya da balıklar
gece ışıkla körleştirilerek zıpkınla öldü-
rülmüyor. En azından avcıya karşı balığın
şansı bulunuyor diye düşünülebilir.
Olta balıkçılığının da çeşitleri var ama en
bilindik olanları elle veya kamışlarla atı-
lan takımlar. Genellikle yemli veya at-çek
tabir edilen yöntemlerle balık yakalanma-
ya çalışılıyor. Tüm oltalar; balığın türüne,
bulunduğu yere (mera), suyun bulanık-
lığına, sıcaklığa, akıntıya, günün saatine,
havanın aydınlığına, mevsime, balığın
üreme dönemine, göç durumuna ve daha
birçok detaya bakılarak hazırlanıyor.
Son yıllarda olta kamışları ve stiller de
değişti. Özellikle Japonya’da sıkça kulla-
nılan yeni kamışlarla ve sahte “yemlerle”
(jigheade takılan silikon, jig veya -balık
görünümlü- rapala) kıyıdan at-çek yap-
mak oldukça yaygın hale geldi. Ne var
ki saatlerce at-çek yapılarak yakalanan
her boyuttaki balık, zarar görmemesine
özen gösterilerek, suya geri bırakılıyor.
LRF (Light rock fishing) veya spin kamış-
larla sadece spor amaçlı balık avlamaya
çalışan insan sayısı ciddi anlamda artmış
durumda.
Kurbağanın öpülerek prense dönüşmesi
okunan bir masaldı ama yakaladıktan
sonra balıkların sevilerek ve öpülerek
denize geri bırakılması ise kıyılarda her
gün yaşanan gerçek.
İlkel olarak kabul edilen toplumlarda bile
avcı, yiyecek ihtiyacını karşılamak için
avladığı hayvandan özür diler. Onun acı
çekmemesine özen gösterir. Avcı ve av
arasında büyük bir saygı vardır.
Sonuç olarak olta balıkçılığı spor mudur,
değil midir diye karar verirken masamıza
gelen balığın trolle avlandığını, balıkların
artık bir yuvası olmayacak şekilde yok
edildiğini, ağzımıza attığımız her balık
parçasının geleceğimizden kopartılmış
olduğunu unutmayalım.
37