Page 35 - Fen Bilimleri Dergi-5
P. 35

Bram  Stoker’ın  yetenekli  kaleminden  duygusu  üzerine  yazmıştır.  Eserlerinin
                  çıkan “Dracula” gotik edebiyatın en çar-  çoğu,  -Poe’nun  özellikle  hiç  hoşlanma-
                  pıcı  örneklerinden  biridir.  Hukukçu  dığı- transandantalizm (deneyüstücülük)
                  Jonathan  Harker’ın  Kont  Dracula  adın-  akımına karşı edebi bir tepki olarak oluş-
                  da  bir  alıcının  Londra’da  satın  almak  muş, kara romantizm tarzının bir parçası
                  istediği  evin  işlemlerini  yapmak  üzere  olarak kabul edilir
                  Transilvanya’ya gitmesiyle başlayan öykü;
                  korkunç,  gizemli  ve  dehşetli  sahneler  Hemen hemen tüm hikâyelerinde ürper-
                  ile  devam  ederek  dünyada  en  tanınmış  tici  ögeleri  kullanmış  olan  Poe;  “The
                  kitaplardan birine dönüşür.               Black Cat ”te alkollü bir adamın kedisini
                                                            öldürüp sonra kedinin ruhunu gördüğü-
                  Filmlere  defalarca  konu  olan  Mary  nü sanmasını katilin ağzından anlatmıştır.
                  Shelley’nin  muhteşem  “Frankenstein”
                  romanı,  cesetlerden  alınan  parçalarla  “The Cask of Amontillado”da bir intikam,
                  yeniden  yaşam  yaratmaya  çalışan  genç  “The  Tell-Tale  Heart”ta  metaforik  bir
                  bilim  adamını  anlatır.  Bu  roman  Gotik  cinayet öyküsü ile okuyucularıyla buluş-
                  görünse  de  aslında  bir  felsefe  romanı-  muştur. İspanyol Engizisyonu tarafından
                  dır. Okuyucularını bilimin sınırları, insan  yapılan işkenceleri anlattığı “The Pit and
                  acımazsızlığının  doğası  ve  bağışlanmaya  The  Pendulum”  ve  ölmeden  gömülme
                  giden yollarla yüzleştirmektedir.         konulu “The Premature Burial” başyapıt-
                                                            larındandır.  “The  Meeting”  hikâyesi  bir
                  Bir diğer kült Gotik eser ise 1909 yılında  kadın ve erkeğin buluşmasını anlatır ama
                  Gaston Leraux’un yazdığı, müzikalleri ile  buluşma yeri ölüler diyarıdır. “The Oval
                  büyüleyen  “Operadaki  Hayalet”tir.  Paris  Portrait”  hikâyesi ise bir şatoda geçer ve
                  Opera  Binası’nın  karanlık  mahzeninde,  eserde bir portre etrafında gelişen rahatsız
                  yüzü  tanınmayacak  derecede  ürkütücü  edici olaylar anlatılmaktadır.
                  olduğu  için  insanlara  görünmeden  bir
                  hayalet gibi yaşayan müzik dehasını konu  Türk edebiyatındaki Gotik etkisine bakı-
                  alır.  Bu  ölümsüz  eser  tutkunun  sıradışı  lacak olursa Batı’da on sekizinci yüzyılda
                  bir trajediye dönüşümünün hikâyesidir.    ortaya  çıkan  gotik  türü,  Türk  edebiya-
                                                            tında yirminci yüzyılda kendini gösterir.
                  Emily  Bronte’nin  yazdığı  “Uğultulu  Hüseyin Rahmi Gürpınar; gulyabani, cin,
                  Tepeler”de  aynı  özelliği  gösterir.  Emily  peri,  hortlak  gibi
                  Bronte’nin kötüye hak verdiren bu roma-   geleneksel
                  nında  lanetli  sevgililer  Heathcliff  ve  kültü-
                  Catherine  yaşadıkları  uğultulu  şatoda
                  aşkın  nefrete  dönüşümünü  ve  nefretin
                  bazen aşktan da güçlü olabildiğini göster-
                  mektedir.
                                                            rümüzde  var  olan
                  “İnsanlığın en temel ve en yüce duygusu  öğelere     dayanarak
                  korkudur  ve  bu  korku  da  bilinmeyenin  Gotik  türüne  yakın-
                  korkusudur.” diyen H.P. Lovecraft; kara  laşır.  İkinci  çizgide
                  büyü, yasak kitaplar, ezoterizm, okültizm  ise  Batı  edebiyatın-
                  temalarından  büyük  ölçüde  etkilenmiş  daki  Gotik  roman
                  zamanla  kendi  mitosu  olan  “Cthulhu  örneklerini uyarlama
                  Mitosu”nu  oluşturmuştur.  Lovecraft,  çalışmaları  yer  alır.  Ali
                  öyküleriyle  çağımızın  birçok  ünlü  ismi-  Rıza  Seyfi’nin  “Drakula
                  ne  ilham  kaynağı  olmuştur.    Guillermo  İstanbul’da” hikâyesinde
                  Del Toro, “Pan’ın Labirenti” adlı filminde  eserin  konusuna  bire-
                  kullanılan  korku  ögelerini  ve  fantastik  bir  sadık  kalınmış,
                  ögeleri Lovecraft’tan esinlenmiştir. Korku  üzerine Türk kültürü-
                  romanı yazarı Stephen King, Lovecraft’tan  ne  ait  unsurlar
                  “büyük usta” diye bahsetmektedir.         adapte    edil-
                                                            miştir.  Kerime
                  Kütüphanemin tartışılmaz en güçlü Gotik  Nadir’in  “Dehşet
                  yazarı  ise  Edgar  Allan  Poe’dur.  En  çok  Gecesi”nde  ise  Gotik
                  kullandığı konu olan ölüm ile ilgili olarak  unsurlar  bir  hareket  nok-
                  hikâyelerinde  ölümün  fiziksel  belirtile-  tası  olarak  alınıp
                  ri,  cesedin  çürüme  süreci,  hayattayken  romanlaştırıl-
                  gömülme, ölülerin canlanması ve matem  mıştır.  Nadir,

                                                                                                                            35
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40