Anne-babanın ve ailenin diğer bireylerinin çocukla olan ilişkisi, çocuğun aile içindeki yerini belirlemektedir. Okul öncesi dönemde çocuk, sosyal birey olmayı öğrenirken aynı zamanda özdeşim yapacağı bir modele gereksinim duyar. Kişilik oluşumu için gerekli olan özdeşim, büyük olasılıkla aile içindeki yakın bir üye ile gerçekleşmektedir. Genellikle özdeşim nesnesi anne-baba olmaktadır. Ancak, aile içinden bir erişkin (abi, teyze, hala, dayı, amca vb.) de özdeşim nesnesi olabilir.
1.Demokratik Tutum
Demokratik tutum, çocuk yetiştirmede en uygun yaklaşım olarak kabul edilir. Demokratik tutumu benimseyen anne babalar, sabırlı ve duyarlı bir biçimde çocuklarını dinlerler, onlara aile içinde eşit haklar tanırlar, fikirlerini açıkça anlatmalarını desteklerler ve bu konuda onları cesaretlendirirler. Bu tutumlarıyla onların bağımsız bir kişilik geliştirmelerinde önemli rol oynarlar. Demokratik tutumu benimseyen anne babaların çocukları biricik ve tek olduğu gerçeğini kabul ederler. Çocuklarının özelliklerine saygı duyar ve onları hiçbir koşulda bir başkası ile kıyaslamazlar. Demokratik tutumu benimsemiş olan anne babalar cezalar (kızma, aşağılama, vurma vb.) yerine, çocuğa yoksun bırakma (çocuğun sevdiği bir faaliyet ve objeden yoksun bırakması vb.) cezalarını kullanırlar.
2.Otoriter Tutum
Otoriter tutumu benimseyen anne babalar kendilerini, çocuklarıyla ilgili her konuda söz sahibi kabul ederler. Çocukları için neyin doğru olup olmadığını kendileri bilirler. Bu düşünceden yola çıkarak, çocuklarının nasıl davranmaları gerektiğini karar verip, süreci yönetirler. Bu ebeveynler için, çocuğun ilgili durum konusunda ne istediğinin ya da hissettiğinin bir önemi yoktur. Çocuk söylenileni yapmakla yükümlüdür. Çocuklarının uymasını istedikleri kurallar oldukça katıdır. Kuralların neden konduğunun mantıklı bir açıklaması yoktur. İletişim tek yönlüdür (anne babadan çocuğa doğrudur). Çocuklar kurallara ve söylenenlere uymadıklarında cezalandırılır. Bu ceza, sözel olarak azarlama, hakaret, küçümseme ve aşağılamadan fiziksel olarak hırpalamaya kadar çeşitli şiddetlerde olabilir. Kontrol sürekli olarak anne baba tarafından yapıldığından çocukta iç denetim duygusu geliştirmez. Çocukta anlaşılamama ve aşağılanma duygusuna bağlı olarak kızgınlık ve isyan duyguları gelişir. Bu durum neticesinde çocuk, kendisinden istenen davranışı yapma konusunda direnç geliştirir.
3.İzin Verici Hoşgörülü Tutum
İzin verici hoşgörülü tutumu benimseyen anne babalar, çocuklarıyla duygusal olarak yakın ama onların davranışlarını denetlemeyen ya da denetimleri çok yetersiz bulan anne babalardır. Çocuklarının her yaptığını hoş karşılar ve hemen hiçbir davranışı üzerinde denetim kurmazlar. Çocuğun arzu ve isteklerinin sürekli olarak yerine getiren anne babalar nedeniyle çocuklar sabırsız, dikkatini yoğunlaştırmakta zorlanan, istekleri engellendiği zaman öfkelenen ve isyan eden, yetişkinlere aşırı bağımlı kişiler haline gelirler. Bu çocukların arzu ve isteklerinin her zaman ön planda olması, diğer insanlara olan duyarlılıklarını azaltacağı için onları bencil ve sorumluluk almaktan kaçınan çocuklar haline getirir. Bu çocuklar ev dışı ortamlara uyum sağlamakta da zorlanırlar. Toplumsal kuralların sürekli yaşandığı sosyal ortamlarda kurallara uymamak çocuğun gruptan dışlanmasına yol açar. Kendi anne babalarından gördükleri izin verici tutumu, diğer insanlardan görememek onları hayal kırıklığına uğratır.
4.İzin Verici İhmalkar Tutum
İzin verici ihmalkar tutumu benimseyen anne babalar çocuklarına karşı sevgi, ilgi göstermeyen, ihmalkar, sorumluluk ve duyarlılıktan yoksun davranışlar sergileyen ve çocuklarının davranışlarını denetlemeyen kişilerdir. Çocuklarının temel ihtiyaçları dışındaki diğer ihtiyaçlarıyla ilgilenmezler. Bu anne babalar çocuklarına karşı, düşmanlık, kin, kızgınlık, öfke duyguları hissederler. Bu tutumla yetişen çocuk, zaman zaman ilgi çekmek adına olumlu davranışlar sergilese de, gerekli ilgiyi görmediğinde sergilediği davranıştan vazgeçer. Ebeveynlerine karşı, iletişimi kesme ya da aza indirme, olumsuz davranışlar sergileme gibi tepkiler sergileyebilir.
5.Aşırı Koruyucu Kollayıcı Tutum
Bu tutumu benimseyen anne babalar, çocuklarını dünyadaki tüm zarar ve kötülüklerden korumaya çalışırlar. Çocuklarının her an bir tehlike ile karşı karşıya kalacaklarını düşündüklerinden, onlara kolay kolay sorumluluk veremezler. Çocuklarının yapması gereken birçok görevi üstlenerek onların yerine bunları yaparlar. Bu durum, çocukların belirli becerilerini ve birçok alanda gelişimlerini olumsuz yönde etkiler. Bu çocuklar, anne baba desteği olmadan birçok işlevi yerine getiremez hale gelirler. Genellikle bu tür anne babaların çocukları girişimci olmayan, çekingen, kendilerine güvensiz, daima bir başkasının desteğini arayan, sosyal ilişkilerde pasif ve belirli beceriler yönünden yaşıtlarından daha yavaş gelişmiş çocuklardır. Kendi kişiliğini geliştirmekte başarılı olamaz. Kendisiyle ve etrafındaki dünyayla ilgili çok az iç görüye sahiptir. Çocuğun yaşamı boyunca sürebilen bu bağımlılık psikososyal olgunluğunu olumsuz yönde etkiler.
- Kaynaklar:
- Şendil,G., Kaya Balkan, İ. (2005). Anne Baba Olmak. (1. Basım). İstanbul: Morpa Kültür Yayınları
- Yavuzer, H. (2010). Okul Çağı Çocuğu.( 5. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi