Eğitim-öğretim yılının hepimiz için sağlıkla, başarılarla ve mutlulukla geçmesini diliyoruz.
Rehberlik birimi olarak ilk bültenimiz “Okula Başlarken” ile sizlerleyiz.
Günümüzde ilköğretime yeni başlayacak çocukların okula uyumları konusunda eskiden olduğu gibi önemli güçlükler yaşanmamaktadır. Çünkü okul öncesi eğitimin yaygınlaşması çocuğun önceden okul ortamını tanıyarak gelmesine yardımcı olmaktadır. Çocuklar okul olgunluğu kazanmakta ve böylece öğrenciler ilköğretime adımlarını atarken sosyal, duygusal, bilişsel, dil ve fiziksel gelişim alanlarında okula hazır gelmektedirler. Ancak zaman zaman okula alışmalarında ve uyum sağlamalarında güçlükler yaşanabilmektedir.
"Okul hayata hazırlanış değil, hayatın kendisidir."
F. CAHTALAİN
Okul, çocuğun kendi güvenli ortamından; evinden çıkıp, bilinmeyenlerle dolu kendini yabancı hissedeceği bir ortama girip, keşifler yapacağı, yeni arkadaşlar edineceği, yeni bilgiler edineceği bir yer olacaktır.
Okula başlama süreci ve bu sürecin gerektirdiği uyum, çocuğun belli bir düzeyde bilişsel, sosyal, duygusal ve motor becerileri açısından belli bir olgunluğa erişmiş olmasını gerektirmektedir.
Çocuğunuz bu olgunlukları elde etmiş hatta yaşıtlarına göre son derece bağımsız gözükse bile, okulun ilk günlerinde hatta haftalarında sizden sabahları ayrılışı zorlu olabilir.
Bu süreci kolay bir şekilde geçirebilmek için;
Okul başlamadan önce okulla ilgili bilgiler verin. Okulun her gün gidilmesi gereken oyun, arkadaş ve eğitim yeri olduğunu anlatın ancak abartılmış ve yanlış bilgi vermeyin.
Çocuğunuzla vedalaşırken süreyi uzatmayın.
Okulda uzun süre beklemeyin. Çocuğunuza 10 dakika daha bekleyip gideceğim diye bilgilendirin ve kararlı olup dediğinizi yapın.
Çocuğunuz ayrılırken üzülüp ağlarsa, onu dinleyin ve nasıl hissettiğini anladığınızı belirtin ve “Üzüldüğünü biliyorum ama şimdi işe gitmeliyim, akşam geri geleceğim” deyin ve gidin.
Vedalaşırken kendinizi kısaca ve net bir şekilde ifade edin ve çocuğunuzun yüzüne söyleyin, gizlice kaçmayın.
Çocuğunuzla vedalaşırken mutlu ve güçlü gözükün. Gün boyu sizi öyle hatırlamasına izin verin.
Çocuğunuzla ayrılırken kendi aranızda geliştirdiğiniz vedalaşma yöntemi oluşturabilirsiniz. 2 kez sarılma, ellerinizi yumruk yapıp birbirine değdirme gibi. Bunu her gün vedalaşma rutini haline getirebilirsiniz.
İlk günler kolaylık olması için; yanında sizin resminizi getirebilir ve ihtiyaç duyduğunda özlediğinde fotoğrafınıza bakabileceğini hatırlatın.
Çocuğunuzun yeterli uyku uyuduğundan emin olun. Yeterli uyku uyumayan çocuklar daha çabuk huysuzlaşır. Çocuğunuzun uyku düzeni okul rutinine uymayacaksa, okul başlamadan bir süre önce bu rutini oturtmaya çalışın.
Okula başladığı ilk zamanlar okulda kahvaltı etmek istemeyebilir, evde bir şeyler yediğinden emin olun.
Çocuğunuzun sıkıntılarını ve kaygılarını azaltabilmek için onunla ve öğretmeni ile sorunları ortadan kaldırma yolunda işbirliği içinde olun.
Yanında bir oyuncağını getirmesine izin verin. Böylece evinden bir parçayı yanında getirmiş ve kendini güvende hissetmiş olur.
Ağlama nöbetlerinin çoğunluğu ilk 2 haftanın sonunda bitmiş olur. Eğer ağlamaları daha uzun süre devam ederse, bu durumun ne kadar sürekli olduğunu ve hangi durumlarda ağladığını tespit etmek için öğretmeni ile konuşun.
Başa çıkamadığınızı düşündüğünüz bir konuda öğretmeninizden ve okul rehberliğinden yardım almaktan kaçınmayın.
Son olarak; bu dönemlerin geçici olduğunu ve çocuğunuzla birlikte keyfini çıkarmayı unutmayın 😊
Kaynakça:
Clark, Lynn; SOS! Ana Babalara Yardım, Evrim Yayıncılık, 2011
Gander, M.J. & Gardiner, H.W. ; Çocuk ve Ergen Gelişimi, İmge Kitabevi, 2007
Navaro, Leyla; Gerçekten beni duyuyor musun? , Remzi Kitabevi, 2001
Yavuzer, Haluk; Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitabevi, 1998